Beyniniz Nasıl Yıkanıyor ? Blinçaltına Hükmetme Stratejileri
Reklamlar yalanın bilimselleştirilmiş halidir. Reklamlardaki sahte dünyalarda gökyüzü her zaman mavi, tüm erkekler yakışıklı, tüm kadınlar çekici ve herkes sizi sinir edecek kadar mutludur...
Reklam belli başlı büyük karteller tarafından üretilen, gerçekte ihtiyacınız olmadığı, büyük kısmı kalitesiz ürünleri, çok pahalı fiyatlarla ve sizi bankalara borçlandırarak satın almaya ikna edilmeniz için beyniniz üzerinde uygulanan psikolojik operasyon materyallerinin tamamıdır. Reklamlar yalanın bilimselleştirilmiş halidir. Reklamlardaki sahte dünyalarda gökyüzü her zaman mavi, tüm erkekler yakışıklı, tüm kadınlar çekici ve herkes sizi sinir edecek kadar mutludur. Televizyon kanallarındaki dizi,eğlence ve spor programlarının arasına reklamlar konmaz tam tersine bu programlar aslında reklamların arasına konur. Tüm medyanın yayınladığı ana program reklamlardır ve televizyonların kurulma amacı da budur.
Reklamlar size vücudunuzun hiçbir işine yaramayacak şekerli boyalı suyu hayatınızın anlamı,köpeğin bile yemediği içi türlü kimyasal dolu mısır gevreğini çocukları dahi yapan mucize yiyecek,konuşması dünyada en pahalı olan kazık telefon hattını iyilik perisi olarak yuttururlar. Televizyonların türlü şiddet ve kavga gürültüyle dolu olmasının sebebi insanların en kolay ikna olacağı anların aşırı duygular yaşadıkları zamanlar olduğu bilindiği içindir. Bir futbol programında koca koca adamlar birbirlerine türlü küfrü sıralarken ve sizde ister istemez tartışmaya kendinizi kaptırmışken, tam en ateşli anda girecek reklamlar tarafından etkilenmeniz, sakin bir zamanınızdan daha kolaydır. Bu sebeple tüm programlarda en kavgacı insanlar en çok parayı kazanırlar. Çok izlenen bir programın arasına reklam girdiğinde bundan kaçmak için öteki kanalı açtığınız zaman karşınıza gene reklamların çıkması tesadüf değildir. Çünkü büyük firmalar kanallarla anlaşmıştır ve hangi kanala kaçarsanız kaçın karşınız da hep reklamları bulursunuz.
Bunlar işin bilinen kısmı. Bilinmeyen yani bilinçaltı kısmı ise çok daha rezildir. Beyninize yapılan saldırıların büyük kısmı artık gelişen teknoloji sayesinde bilinçaltı yapılmaktadır.
Büyük mağazalar ve araba firmalarının satıcıları çeşitli bilinçaltı teknikleri kullanmak üzere eğitilirler. Değişik anahtar kelimeleri kullanarak size ürünü satmak tek amaçlarıdır ve paranız yoksa bu daha iyidir çünkü sizi bankalara borçlandırırlarsa çok daha fazla kazanırlar. Test sürüşü yaptığınız bir otomobilde yanınızda oturan satıcı siz tüm dikkatinizi trafiğe vermişken dönüp size " Bu sahip olmak istediğiniz bir araç mı" diye sorarsa çok dikkatli olun çünkü bu cümle içine bilinçaltı kelime tetikleyicileri yerleştirilmiş ve özel olarak satıcılara öğretilmiş bir cümledir. Bu tip örnekleri sayısız derecede çoğaltabilirim.
Doktorunuz size belli bir marka ilacı "tavsiye" ediyorsa o doktorun ilaç şirketinden bir sürü hediye ve beleş tatiller kazandığına bahse girebilirsiniz. Bazı ilaç firmaları o kadar ileri gitmiştir ki sahte hastalıklar bile yaratmışlardır. 1998 senesinde Amerika'da tüm reklam panoları ve gazeteler SAD yani "Social Anxiety Disorder" isimli bir hastalığa sahip olabilirsiniz, dikkatli olun türünden ilanlarla dolduruldu. Bildiğimiz utangaçlık anlamına gelen bu sahte hastalık ismi insanların kafasına iyice yerleşip, insanlar acaba bende de var mıdır diye düşünmeye başladığı anda bir ilaç firması SAD hastalığına kesin çözüm sloganıyla tanıttığı ilacı piyasaya sürdü. İlacın kapış kapış satıldığını tahmin edebilirsiniz. Düşünün bakalım son yıllarda gazetelerde ve otobüs duraklarında türlü hastalıkla sizi korkutan reklamlar kimlerin eseridir.
Bir gün markete gittiniz ve hiç aklınızda olmamasına rağmen tonla gereksiz şey alıp çıktınız ve sonra da kendinizi suçladınız. Boşuna üzülmeyin suç sizde değil, suç marketlerde kullanılan ve sizi satın almaya ikna eden pek çok bilinçaltı tekniğinde. Mesela marketlerde çalınan müzikler özel olarak hazırlanmıştır ve hem sizin duyamayacağınız ama beyninizin hemen kapacağı bilinçaltı emirler içerirler hem de müziğin temposu sizi özel olarak satın almaya iten bir ritimde ayarlanmıştır. Market içine salınan ve sizi rahatlatarak düşünmeden alışveriş yapmaya iten kokular ve rafların özel olarak ayarlanması sonucu sizi belli ürünlere yönelten raf planlama teknikleri de işin cabasıdır.
Internet'te gezdiğiniz tarayıcınızdan alınan özel veriler haberiniz bile olmadan toplanır ve büyük firmalara satılırlar, onlarda sizin girdiğiniz sayfalara bakarak psikolojik profilinizi çıkarır ve size tamda hoşlanacağınız şeylerin reklamlarını gönderirler. Özel olarak hazırlanmış ve haber görüntüsündeki reklamlar da sizi her gün kandırır. Habere göre ya mucize bir ilaç bulunmuş ya da en sevdiğiniz artist yeni açılan bir restoranın müdavimi olmuştur.Haber sandıklarınızın büyük kısmı aslında reklamdır. Spor müsabakaları ve çeşitli fuarlarda kısacası insanların toplu olarak bulundukları yerlerde yeni çıkmış bir kıyafet markasını giyen ya da yeni piyasaya sürülmüş cep telefonlarını kullanan insanların belli yerlerde yoğunlaştığını fark ederseniz bilin ki bunlar o şirketler tarafından tutulmuş ve insanları şüphelendirmeden ürün reklamı yapan elemanlardır. Bu teknik Türkiye'de yeni yeni uygulamaya konmuştur. Bir kıyafet tipinin ya da bir cep telefonu markasının nasıl popüler edildiğini sanıyorsunuz ? "Aaa bugün herkeste o telefonu gördüm" cümlesini size kurdurmak için neler yapılıyor hiç düşündünüz mü?
Kısacası artık özel hayatınız kalmamıştır. Evinizde,arabanızda,bindiğiniz otobüste ve yemek yediğiniz lokanta da bile reklamlar sizi bulacaktır. Peki acaba insanların birer deney faresi olarak kullanılmasına karşı, temel görevi bizi korumak olan devlet ne yapıyor ? Cevabı siz verin.
Alinti
Yorumlar
Yorum Gönder