Kayıtlar

Mart, 2014 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Gıybet Nedir,

Rasûlullah (sav) birgün: “–Gıybet nedir, bilir misiniz?”diye sormuştu. Ashâb-ı kirâm: “–Allah ve Rasûlü daha iyi bilir.” dediler. Hazret-i Peygamber: “–Gıybet, din kardeşini hoşlanmadığı bir şeyle anmandır.” buyurdu. “–Söylenen ayıp, eğer o kardeşimde varsa, ne dersiniz?” diye soruldu. “–Eğer söylediğin şey onda varsa gıybet ettin; yoksa, o zaman ona iftirâ ettin demektir.” buyurdu. (Müslim, Birr, 70; Ebû Dâvûd, Edeb, 40/4874) (Osman Nûri Topbaş, Faziletler Medeniyeti II, Erkam Yay.).. Hadis .

Âyetü'I-Kürsinin Fazilet Ve Havassı

Efendimiz (s.a.v.) hazretleri şöyle buyurdular: Âdem Aleyhisselâm, insanların efendisidir, Muhammed Mustafa (s.a.v.) Arabların efendisidir. Övünmüyorum. Rumların efendisi Suhayb'tir. Fars'ın efendisi Selman'dır. Habeşin efendisi Bilâl'dır. Dağların efendisi Tur-i Sinâ'dir. Günlerin efendisi Cuma günüdür. Kelâmın efendisi Kur'ân-ı Kerîmdir. Kur'ân-ı Kerîmin efendisi. Bakara süresidir. Bakara sûresinin efendisi de Âyetü'I-Kürsîdir.[1] (1/405) "Bu âyet-i Kerîme (Âyetü'l-kürsî) bir evde okunduğu zaman, şeytanlar oradan kaçarlar. Otuz gün oraya yaklaşamazlar. Erkek ve kadın sihirbazlar (ve onların sihir ve büyüleri) kırk gece o eve giremez. Ey Alil Onu, (âyetü'l-kürsîi) çocuklarına, ehline ve komşularına öğret. Bundan daha büyük bir âyet inmedi. [2] Yine Hazret-i Ali (r.a.) Efendimizden rivayet olundu, buyurdular: "Ben sizin peygamberiniz (Efendimiz s.a.v.)den işittim. Minberin üzerinde şöyle dediğini işittim: -"Kim. âyetü

Kayanın Üzerindeki Öğüt

Büyük bir kaya bulundu. Üzerinde eskiden yazılmış olan şu satırlar vardı: "Dünyadan bir şey sebebiyle ferahlanman, senin Allâhü Teâlâ hazretlerinden uzak olduğuna delildir. Senin elinde bulunan (dünyalık) şeyle sakin olman; Allah'a itimâdının azlığına delildir. Sıkıntı hâlinde insanlara dönmen (onlara şikâyette bulunman) Allâhü Teâlâ hazretlerini (asla) tanımadığına delildir. Kaynak; Rûhu’l-Beyan

Allah Nereye Sığar

Mesnevî'de buyuruldu: Peygamber Efendimiz (s.a.v.) hazretleri dedi k: Allâhü Teâlâ hazretleri buyurdular: "Ben aşağıya, yukarıya, hiçbir şeye sığmam  Allâhü Teâlâ buyurdu:  Zemin asmana (yer ve göğe) sığmam... Ve Arşa da sığmam... Ey Azîz bunu yeminen bil! Ne acib şeydir ki: Bu mü'minin kalbine sığarım Eğer beni ararsan kalbler de ara...

HZ. YÛNUS ALEYHİSSELÂMIN ZİKRİ

Hz. Yûnus (a.s.) Dicle'nin batısında Musul şehri yanında Ninova ahalisine peygamber gönderildi. Onları tevhide davet etti. Lâkin onlar putlarını terk etmediler. Allâhü Teâlâ'nın azabıyla korkuttu, yine kulak asmadılar. Hz. Yûnus (a.s.)'da ümmetine darıldı ve helâk olacakları da kendisine bildirildiğinden Allâh'ın emrini beklemeden çıkıp gitti. Deniz sahiline geldi, bir gemiye bindi. Kendisine hürmet ettiler. Fakat gemi batmak tehlikesine düştü, gece karanlığı da çöktü ve; "Ey gemi halkı, sizin içinizde efendisinden firar etmiş bir köle vardır, onu suya atın. Yoksa hepinizi deniz yutacaktır" sesini işittiler. Hz. Yûnus (a.s.) "O köle benim" dedi. Gemi halkı "Vallâhi kura atmadıkça sözüne inanmayız" dediler. Kura Yûnus (a.s.)'a isâbet etti, "Ben size demiş idim" diyerek mübârek vücudunu denize bıraktı. Derhal onu bir büyük balık yuttu. Hz. Yûnus (a.s.), balığın karnında, denizin ve gecenin karanlıkları içinde "Lâ i

Allâh'ın Sevdikleri

Peygamber Efendimiz (s.a.v.) buyurdular ki: "Üç kimse vardır ki Allah onları sever: Allâh'ın kitabını okumak için gece kalkan kimse, Bir sadaka verip de sağ elinin verdiğini sol eli bilmeyecek derecede onu gizleyen kimse, Bir seriyyeye (askerî kıt'aya) katılıp da arkadaşları hezîmete uğradığı (mağlub olduğu) hâlde düşmanla savaşan kimsedir."

Cemaatle Namazın Fazileti

Namazları cemaatle kılmak sünnet-i müekkededir. Cemâat, islâmın şeâirinden (alâmetlerinden)dir. Resûlullâh Efendimiz (s.a.v.) namazı  dâimâ cemâatle kılmışlar, insanlara da cemâate devam etmelerini emir buyurmuşlardır. Resûlullâh Efendimiz (s.a.v.) şöyle buyurdular: • "Cemâatle kılınan namaz münferiden kılınan namazdan yirmi yedi derece faziletlidir." • "Her kim beş vakit namazı cemaatle eda ederse ona beş şey ihsan olunur: Birincisi, dünyada ona fakirlik gelmez. İkincisi, Cenâb-ı Hak ondan kabir azabını kaldırır. Üçüncüsü, amel defterini sağından alır. Dördüncüsü, sırât üzerinden çakan şimşek gibi geçer. Beşincisi, Allâhü Teâlâ onu hesapsız ve azabsız cennete koyar." • "Kişinin cemaatle namaz kılması, evinde münferid (cemâatsiz) kırk yıl namaz kılmasından hayırlıdır." İsmail Hakkı Bursevî (k.s.) buyurdular: Zira namazın makbul olması için başından sonuna kadar gafletten sakınmak lazımdır. Namazda kalb huzurunun bulunmadığı

Aşk

Sordum, AŞK’ın sırrı nedir ? Dedi: Yâr’da yok olmaktır.. Sordum, Yârin isteği nedir ? Dedi: Samimi olmaktır.. Sordum, samimiyet nedir ? Dedi: Hep yâre bakmaktır.. Sordum, bu nasıl olacak ? Dedi: Nefsi bırakmaktır.. Sen ve Ben gafletini aşıp, “BİZ” oLanların rızkıdır AŞK…. Hz.MEVLANA-Mesneviden 

Peygamberimizin Veda Hutbelerinden

Ey İnsanlar! Sözümü iyi dinleyiniz! Bilmiyorum, belki bu seneden sonra sizinle burada ebedî olarak bir daha buluşamayacağım. Ey İnsanlar! Bu günleriniz nasıl mukaddes bir gün ise, bu aylarınız nasıl mukaddes bir ay ise, bu şehriniz (Mekke) nasıl mübarek bir şehir ise, canlarınız, mallarınız, ırzlarınız da böyle mukaddestir; her türlü taarruzdan korunmuştur. "Ashabım! Yarın Rabb'inize kavuşacaksınız. Ve bu günkü her hal ve hareketinizden muhakkak sorulacaksınız! Sakın benden sonra eski dalaletlere dönüp de birbirinizin boynunu vurmayınız! Bu vasiyetimi burada bulunanlar, bulunmayanlara bildirsin! Olabilir ki, bildirilen kimse, burada bulunup da işitenden daha iyi anlayarak muhafaza etmiş bulunur." "Ashabım! Kimin yanında bir emanet varsa onu sahibine versin! Faizin her çeşidi lağvedilmiştir, ayağımın altındadır. Lakin borcunuzun aslını vermek gerektir. Ne zulmediniz, ne de zulm olununuz. Allâh'ın emriyle, faizcilik artık yasaktır. Cahiliyetten kalma bu çi

Bir mumun, diğer mumu yakarak aydınlatmasıyla kaybedeceği hiçbir şey yoktur..

Orta yaşlı ve düzgün giyimli bir adam sessizce kafeye girerek köşedeki masaya oturur. Garsona sipariş vermek için beklerken yan masadaki gençlerin kendisine bakarak gülüştüklerini fark eder. Belli ki yakasına taktığı küçük pembe kurdele şeklindeki Rozetine gülmektedirler. Bu alaylı bakışları görmezden gelen adam, yan masadakilerin bu ısrarlı sırıtmalarına dayanamayarak elini lacivert ceketinin yakasındaki rozete götürerek, 'Bu mu?' diye bakışanlara sorar. Yan masadakiler yüksek sesle gülerek, 'Küçük güzel Pembe kurdeleniz lacivert ceketinize pek de yakışmış!' diyerek sırıtmaya devam ederler. Orta yaşlı adam bu sözü söyleyen delikanlıya dönerek, 'Lütfen masama buyurun bunu tartışalım' der. Biraz önce tüm sevimsizliğiyle sırıtan delikanlı sebebini anlamadığı bir utanma ve sıkıntı hissine kapılsa da gelip masaya oturur. Adam anlaşılır ve yumuşak bir sesle, 'Bu Rozet tüm dünyada, içinde olduğumuz ayda, kadınların arasında meme kanseri bilincin

Bazı Bitkiler Hakkında Peygamberimizin S.A.V Tavsiyeleri

K ına  : ”Kınaya devam ediniz, şüphesiz ki saçınızı, başınızı parlatır, kuvvetleştirir. İnsanın bedenine kuvvet verir, kabirde şahitlik yapar. ” Mercimek : ”Mercimek yemeye devam ediniz, mercimeği yetmiş Peygamber övmüştür.” Ayva: ”Ayva yiyiniz, yürek sıkıntınızı alır. Göğüsteki balgamı ve kiri temizler. Kalbe de kuvvet ve şecaat verir. Hamile kadın yerse doğan çocuğu güzel olur.” Yumurta : ”Peygamberlerden biri Allah (c.c.)’ a zayıflıktan şikayette bulundu. Cenabı Hak o peygamberine yumurta yemesini emir buyurdu. ” İncir: ”İncir yiyiniz. Eğer iddia etsem ki cennetten bir meyve geldi oda incir desem, sözümde hanis olmam, hulf etmem. Basurdan kurtarır, siyatiğe iyi gelir.” Hardak – Tere Tohumu : ”Hardal ve tere tohumuna kıymet veriniz , Allah (c.c.) onları –her derde şifa kılmıştır. Sar ımsak  : ”Çiğ sarımsak yiyiniz. Eğer Cebrail (A.S.) ile konuşmamış olsaydım ben de yerdim.” Turun ç  : ”Turun ç  yemek kalbe kuvvet verir.” Kekik – M ürsafı  – Y avşan