Kayıtlar

Mayıs, 2020 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Bir Bakraç Yoğurt

Kânûni Sultan Süleyman bir gece rüyasında Peygamber Efendimiz (Sâllallahu Aleyhi Vesellem)'i görür. Peygamber Efendimiz (Sâllallahu Aleyhi Vesellem) ondan bir câmi yaptırmasını, bu câminin dünyanın en büyük mâbedi olmasını ister. Osmanlı imparatorluğunun en ihtişamlı dönemidir. İmparatorluk üç kıtaya yayılmıştır. Kanuni ertesi gün Mimar Sinan'ı çağırır, câminin hazırlığına başlanır. Kânûni camiyi sadece kendi mal varlığı ile yaptırmak ister . Bu büyük sevaba kimseyi ortak etmek istemez. Ustabaşılara sıkı sıkı tembih eder kimseden bir kuruş bile alınmaması için . Câminin tam karşısında , küçük bir kulübede oturan yaşlı bir kadın vardır . Caminin yapılışını hayranlıkla izlemektedir . Dört keçisi vardır, onların sütü ile geçinmektedir.  Câmi yükselmiş neredeyse bitmek üzeredir. Kadın uzaktan câmiye bakar hayranlıkla. Allah'ım der, Sultan Süleyman'a mal mülk verdin senin için câmi yaptırıyor . Benimse tek mal varlığım budur der keçilerin sütünden mayaladığı

Söğüt Ağacı Mucizesi ve Tavsiye Kürleri

Aspirin ve bütün ağrı kesici ilaçların icinde ağrının bölgesine göre ya kabuğu yada yaprağı vardır Bir bahçeniz varsa mutlaka söğüt ağacı ekin eger bahçeniz yoksa her dere kenarında bulunan söğüt ağacı altında en az 1 saat uyuyun tüm stresiniz tüm gerginliğiniz ve ağrılarınız geçecek özellikle depresyon hastaları uyumadıktan bir kaç gün sonra bile kendini çok iyi hissedecek Psikolojik sorunu olanlar uyku sorunu olanlar kas sorunu olanlar şiddetli ağısı olanlar adet öncesi sancılı geçiren kadınlar atesli hastalığı olanlar iç organ rahatsızlığı olanlar eklem romatizma diz ve ayak rahatsızlığı olanlar kireçlenme sorunu olanlar boyun sırt ve bel ağrısı olanlar geçmeyen her ne ağrınız varsa Söğut ağacı kabuğunu dallarını ve yapraklarını çay halinde kullanın tadı biraz acıdır zaten her derde deva olmasının sırrıda o acımtırak tadıdır Cayını yapıp icine bir kaşık bal koyup o şekilde tüketin Doğa yürüyüşü yapanlar yürüyüş bitene kadar küçük bir söğut agacı dalını yürüyüş bitene kadar ag

Kara Veba ( Salgın Hastalık) ve Gümüş İyonu ve Ceviz

14. yüzyıla geldiğimizde Kara Veba salgını Avrupa’da yaşayanların %25’ini katlederken, tek etkilenmeyenler çingenelerdi. Sebebi ise çingenelerin gümüşü enjekte edilebilir hale dönüştürüp, damar yolu ile vücuda vermeleriydi. Peki, gümüş hangi özelliğinden ötürü insanlar katledilirken, çingeneleri vebadan dahi koruyabildi? Gümüş iyonlarının en önemli özelliği, antibakteriyel olmasıdır ve düşük toksik özelliğe sahip olduğundan dolayı, üzerinde mikroorganizmaların bağışıklık kazanamadıkları ağır bir metaldir. Bunun yanında gümüş elementi, antibiyotik özelliği gösterir ve bakteriyel enfeksiyonlarda, yanıklarda, yaralarda, kronik ülserde kullanımı oldukça faydalıdır. Gümüş elementi kolay reaksiyona girebilen bir metal olduğundan dolayı, zehri de hemen belli eder. Doktorlar gümüşün faydalarını biliyorlar ve hastalarına eğer sağlıklı olmak istiyorlarsa gümüş tabaklarda ve gümüş çatal bıçak kaşık kullanarak yemek yemelerini tavsiye ediyorlardı. Zehirlenmek istemeyen dev

Hz Ömer'in Adaleti

Hz. Ömer’in halifeliği döneminde Şam valisi olan ve Hz. Peygamber (s.a.v.)’in arkadaşlarından olan Sad b. Ebi Vakkas (r.a.) Şam’daki bir camiyi genişletmek ister. Bu nedenle de caminin civarındaki arsaları kamulaştırır. Herkes arsasının bedelini alır ve isteyerek arsasını camiye devreder. Ancak Şam’da yaşayan bir Yahudi, camiye bitişik olan arsasını satmak istemez. Vali arsasının değerini fazlasıyla verse de Yahudi vatandaş arsasının kamulaştırılmasına rıza göstermez. Bunun üzerine vali arsaya el koyar ve bedelini adama gönderir. Arsasını kaybeden Yahudi, komşusu olan bir Müslüman’a derdini anlatır. Sızlanır. Bana zulmedildi, der. Müslüman vatandaş da kendisine, Medine’ye git. Orada halife Hz. Ömer vardır. Derdini anlat. Ömer, son derece adildir, elbette seni dinler, der.  Şamlı Yahudi Medine’nin yolunu tutar. Yorucu bir yolculuktan sonra Medine’ye ulaşır. Halifeyi sorar. Vatandaşlar bir hurma ağacının gölgesinde dinlenen halifeyi gösterirler. İşte halife bu zattır, derler. Ad

Musibetten Muhafaza İçin Dua

İmam-ı Rabbani Hazretleri talebeleriyle yolculuk yaparlarken istirahat için bir kervansaraya uğradılar. Talebelerine, “ Bugün buraya bir bela geleceğini ve herkese sirayet edeceğini görüyorum. Arkadaşlarımız birbirlerine söylesinler. Herkes” Bismillahilezi la yedurru me’asmihi şey’ün fi’l ardı vela fissemai ve hüve’s semiu’l âlim” ve Euzu bi-kelimatillahi’t tammati külliha min şerr-i ma halak” dualarını tekrar okusunlar. Çünkü bu duaları kim okursa Allah-ü Teala’nın inayeti ile kendisi ve malı korunur” buyurdular  Bu sözlerden bir müddet sonra kervansarayda yangın çıktı. İnsanlar bütün gayretlerine rağmen yangını söndüremediler. Birçoğunun malı yanarak telef oldu. Müritlerinden Mevlana Abdül mümin Lahori’ nin de malları yandı., kendisi de canını güçlükle kurtarabildi. İmamı Rabbani nin huzurlarına geldi.  İmam-ı Rabbani Hazretleri “ Hiç Kimse size okunması icap eden duaları söylemedi mi? Diye buyurdular. “ Hayır efendim dedi. İmamı Rabbani hazretleri haber vermedikleri için t