Sır ve Kalb Gözüyle Bakmak ve Görmek

Gazneli Mahmud Han Şeyhü'r-Rabbânî Ebu'l-Hasan el-Harkânî Hazretleri'ni ziyaret için huzuruna çıktı.

Bir saat kadar huzurunda oturdular.

Gazneli Mahmud Han:

-"Şeyh Ebû Yezid-i Bestâmî (k.s.) hazretleri hakkında ne dersiniz?" diye sordu. Şeyh hazretleri:

-Bayezid-i Bestâmi Allah'ın veli kullarından bir erdi. Onu görüp, Ona tâbi olan hidâyet bulup kurtulur ve hiç şüphesiz saadete kavuşurdu," dedi. Gazneli Mahmud:

-"Bu nasıl oiur? Ebû Cehîl, Efendimiz (s.a.v.) Hazretleri'ni gördü ama ebedî şakaavetten kurtulamadı?" dedi.

Bu sorunun cevâbında şeyh hazretleri buyurdular:

-"Ebû Cehü, Efendimiz (s.a.v.) Hazretleri'ni görmedi; o Muhammed bin Abdullah'ı gördü. Eğer o Rasûlüllah (S.A.V.) Haz­retleri'ni görmüş olsaydı, elbette imân eder ve böylece şekâavetten çıkıp saadete girerdi."

Sonra Şeyh Ebü'l-Hasan el-Harkânî hazretleri buyurdular:

-"Bunu Allâh-ü Teâlâ hazretleri'nin kitabında tasdik eden şu âyet-i kerimedir:

"Siz onları, doğru yolu göstermeye çağıracak olsanız, duy­mazlar. Ve görürsün onları, sana bakıp duruyorlardir da; görmez­ler.

Başın gözüyle bakmak, bu saadeti vacib kılmıyor. (Bu ger­çeği görmek için) bilakis sır ve kalb gözüyle bakmak ve görmek lazım.

Bunu insana tam tâbi olmak verir.

Kaynak: Ruhul Beyan


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Yardımlaşma Ile Ilgili Ayetler ve Hadisler

Defne Ağacı ve Mitoloji

Hasan Dağı ve Efsanesi