Domuz Neden Haram?
Arapçada ‘hınzır’ olarak bilinen domuz; çok yiyen, hantal ve kirli görünüşlü bir hayvan. Her türlü pisliği, fare ve hayvan leşlerini yiyor. Haliyle bu murdar hayvanın tüketimiyle ortaya çıkan hastalıklar, insan hayatını tehdit ediyor. Peki tehlikenin ne kadar farkındayız?
Domuz, ne yazık ki modern çağın en önemli endüstriyel ham maddesi haline geldi. Son derece verimli bir ticarî meta’ya dönüşen bu hayvanın girmediği alan neredeyse yok. Kullanıldığı yerlerin tespit edilemeyişi ise hınzır ticaretinin kontrolsüzlüğünü gözler önüne seriyor. Neredeyse her uzvu, gıdadan giyim sektörüne kadar birçok sahada sonuna kadar ‘değerlendiriliyor’. Çoğu ürün domuz katkısıyla üretilerek piyasaya sürülüyor. Ancak bundan tüketici olarak bizler, haberdar edilmiyoruz. Hatta girdiği pek çok üründe “Domuz katkısı içermez.” ibaresi bile yazabiliyor. Hem etik hem hukukî kurallara aykırı bu durum yüzünden piyasadaki pek çok şey güven telkin etmiyor ne yazık ki.
İrâdî olarak bu harama yönelmesek de bilmemek veya araştırmamaktan dolayı, satın aldığımız bir şeyde domuz katkısıyla karşılaşabiliriz. Öyle ki hassas olmaya çalışan kişiler etinden uzak dursa da gündelik hayatımızın vazgeçilmezi olan malzemelerin çoğunda domuz katkısı kullanılıyor. Bunların başında ise deri ayakkabı/çanta, diş fırçası/macunu, deterjan, yumuşatıcı, kremşanti, gıda maddelerinin içine katılan jelâtin ile kıvam artırıcı ve maya kullanılan peynir ve yoğurt geliyor. Uludağ Üniversitesi İslam Hukuku Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hamdi Döndüren, kişinin inancına uygun bir şekilde yaşama ve sağlığını koruma hakkına üreticilerin saygı göstermesi gerektiğini söylüyor. Dolayısıyla sektördeki şirketlerin üretim yaparken dürüst hareket etmesi şart. Bunun için de ürün içeriklerinin etiketlerde net ve doğru bir şekilde yazımı büyük önem arz ediyor.
Müslümanlar olarak dinimizin meşru kıldığı hayvanların etinin bizim için yararlı, yasakladığı ürünlerin ise zararlı olduğuna inanmamız lazım. Prof. Dr. Döndüren burada, “Ey iman edenler! Size kısmet ettiğimiz rızıkların temiz ve helâlinden yiyiniz! Eğer yalnız Allah’a ibadet ediyorsanız, O’na şükrediniz.” (Bakara 2/172) ayetini hatırlatıyor. Helâl olanı yemenin, duâ ve ibadetin kabulüne sebep bir amel olduğunu belirten Prof. Döndüren, haram yemenin ise bunların geri çevrilmesine yol açabileceği konusunda uyarıyor. Ona göre; domuz insanlarda iptilaya (alışkanlığa) sebep oluyor. Bu hayvanın etini yemeye devam eden insandaki kıskançlık duygusu zayıflıyor. Çünkü gıdalar insanın davranışına tesir ediyor. İnsan vücudunda birçok hastalık ve olumsuz etkiye yol açan hınzırın bu yönlerinin, gelişen tıp bilimi ve teknolojiyle tespit edilip insanlara bildirilmesi elzem.
185 Üründe Domuz Tespit Edilmiş
Haberimizde size gerçek bir araştırma öyküsü anlatmak istiyoruz. Christein Meindertsma isimli bir Flaman sanatçı, mezbahadan çıkan domuz eti ve diğer vücut parçalarının izini sürer. Domuzun ‘hiçbir’ parçasının israf edilmeden 185 farklı ürüne girdiğini tespit eder. Ulaştığı bütün bilgileri de izini sürdüğü domuzun kulak küpesi numarası olan,
‘Domuz 05049’ adıyla kitaplaştırır. Sanatçının ulaştığı verilerin bir kısmı bilinen şeyler olsa da bazı bilgiler domuzun haram olmadığı Hıristiyan dünyasında bile ilginç karşılanır.Çünkü araştırma için görüşülen işletmelerin bazılarının domuz katkısı kullanmasına rağmen aksini iddia etmesi Meindertsma’nın dikkatini çeker. Araştırmacının ulaştığı istatistikler de tüyler ürperticidir. Çünkü sigaranın içinde domuz kanı, İngiltere’deki pastaların neredeyse tümünde domuz jelâtini, biblo ve mumlarda bile domuz katkısı kullanıldığını tespit eder. Dondurma, suni gübre, fırça (boya, diş, elbise) meyve suyu, şampuan, şeker, ekmek, boya (duvar, pastel) kâğıt, sabun, insülin, nemlendirici krem, hatta köpek mamasında domuzun bir parçasının kullanıldığını ifşa eder.
Domuz tüketimi insanı hasta ediyor
Domuz hayatımızın içine adeta sinsice sokularak kulluğumuzu ve sağlığımızı tehdit ediyor. Dinimizce apaçık bir şekilde yasaklanan bu hayvan, tedavisi olmayan ve ölüme sebebiyet veren pek çok hastalığa davetiye çıkarıyor. Sema Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Dr. Hülya Çaşkurlu, domuzun insan sağlığı üzerindeki en büyük tehlikesinin, ‘trişin hastalığı’ olduğunu belirtiyor. Çaşkurlu, parazit bir solucan olan trişinin domuzdan insana geçtiğinde öldürücü olduğunu ifade ediyor. Zira trişinli et, yenildikten sonra insanda bulantı, kusma, ateş, ishal görülüyor. Parazit, kalp ritminde bozukluk ve solunum zorluğu yapıyor. Kasa yerleşince vücutta ödem, kasta ağrı ve deride döküntü oluşuyor. Eğer beyne kadar ulaşırsa, ölümcül ensefalit (beyin iltihabı) hastalığına sebebiyet veriyor. Çaşkurlu’ya göre, bu küçük ve öldürücü kurtçuğa ne antibiyotikler ne de diğer ilaç ve aşılar tesir edebiliyor. Tek çare ise parazitin bulaşmaması için domuz ve katkısı bulunan ürünleri hiçbir şekilde tüketmemek.
Sadece ilmî olarak araştırılıp tespit edilen zararları, bu hayvanın haram kılınmasının belirleyicisi olarak görmek doğru değil. Çünkü bu sonuçların ileride değişme ihtimali söz konusu. Bugün bilinen mahzurlarının ileride herhangi bir şekilde ortadan kalkması, domuzun yasaklandığı gerçeğini kat’iyyen değiştirmez. Dolayısıyla tüm Müslümanların “Allah size sadece leşi, kanı, domuz etini ve Allah’tan başkası adına kesilen hayvanın etini haram kıldı.” (Bakara 2/173; Mâide 5/3; En`âm 6/145; Nahl 16/115) ayetini bir emir telakki edip gereğini yerine getirmesi lazım.
Sebep olduğu rahatsızlıklar
Domuz şarbon, bruselloz (Akdeniz humması) domuz gribi, domuz vebası gibi hastalıklara,
Etinde bulunan fazla miktarda kolesterin ve yağ asitleri, damar sertliği ve yüksek tansiyona,
Domuzun bağ dokusunun kimyasal bileşenleri insanın kas ve sinirlerine oturarak bel fıtığı ve çeşitli romatizmal rahatsızlıklara,
Domuzun sahip olduğu büyüme hormonu insanda akromegaliye (burun, çene, el, ayak uçlarının büyümesi),
Domuz etinin içerdiği ‘histamin’ ve ‘imidazol’ maddeleri alerjik hastalıklara yol açıyor
Kaynak: Yeni Bahar Dergisi
Yorumlar
Yorum Gönder