Rabbimize Suizan Etmeyelim
Herat şehrinde yoksul ve küstah biri vardı. Küstah ve kendini bilmez biriydi. Bir
gün çarşıdan geçerken; Bir efendi ile yanındaki kölesini gördü. Kölenin sırtında
atlas bir elbise, belin dede altın bir kemer vardı. Başını gökyüzüne
kaldırarak:
- Yarabbi dedi. Su efendinin, kuluna baktığı kadar sen kuluna bakmıyorsun. Kula
nasıl bakılır, su efendiden öğren diyerek dert yanar. Aradan zaman geçer.
Günler sonra yine o pazardaydı. Padişahın adamları o köleye olmadık işkenceler
ediyor ve "Söyleyin efendinizin hazineleri nerede" diye soruyorlardı.
Köle işkenceden ölecek hale geldiği halde, efendisinin hakkında hiç konuşmadı
ve sır vermedi.
Bu durumu şaşkınlıkla seyreden yoksulun kulağına söyle bir ses geldi.
"Ey kula nasıl bakılır, diyen yoksul. Sende kul nasıl olur gör.
Bilmiyorsan o efendisi için can veren köleden öğren.
Yoksul adam çok mahcup oldu. Hiç kulluk etmediği halde Rabbi hakkında
suizanda bulunduğu için teybe edip af diledi.
Sözün Özü: Başımıza gelen olumsuz olayda Rabbimizi suçlayacağımıza önce
kendi kulluğumuzu bir sorgulamamız gerekir. Kuranı Kerim apaçık buyuruyor ki:
Rabbimiz kimseye zulmetmez, lakin insanlar kendilerine zulmeder. İnsanların başlarına
gelen iyi şeyler Rabbimizin lütfu, kotu şeyler ise kendilerinin yaptıkları yüzündendir.
Kaynak: Mesnevi
Yorumlar
Yorum Gönder