Seher vaktinin önemi
Peygamber Efendimiz (S.A.V.) seher vaktinde neler yapardı ? Ehl-i Sünnet seher vaktiyle ilgili neler söylemiş neleri tavsiye etmiştir? Seher vakti nasıl hesaplanır veya bulunur ?
Cevap:
Değerli Kardeşimiz;
Cenab-ı Hakk Kur’an-ı Kerim’de iyileri överken: “Gecenin az bir kısmında uyurlardı. Seherlerde de onlar istiğfar ederler (mağfiret dilerler)di.” buyurmuştur
“(Onlar Sabredenler, doğru olanlar, itâat edenler, (mallarını Allah yolunda) sarf edenler ve seherlerde (sabah namazı vaktinden önce) mağfiret dileyenlerdir.” (Âl-i İmran, 17)
“Şübhesiz ki takvâ sâhibleri, Rablerinin kendilerine verdiğini almış kimseler olarak, Cennetlerde ve pınar başlarındadırlar. Çünki onlar, bundan önce iyilik eden kimselerdi. Gecenin az bir kısmında uyurlardı. Seherlerde de onlar istiğfâr ederler (mağfiret dilerler)di.” (Zariyat, 15-18)
Seher vakti imsak vaktinden bir buçuk, iki saat önceki vakittir
Seher vakti gecenin son altıda biridir. Yani güneşin batışından imsak vaktine kadar olan zamanın son altıda biridir. İmsak vaktinden bir buçuk, iki saat önceki vakittir.
Seher: Fecrin doğusundan biraz evvelki vakittir ki, güneş tekrar doğmaya, insanlık âlemine yeni bir hayati faaliyeti gelmeye yüz tutmuş olur. Bu, bir feyizli andır, temiz ruhların neşelenecekleri bir zamandır. Kalplere bir ilâhi zevk ve ferahlığın tesir edeceği ruhanî bir demdir. Binaenaleyh böyle bir zamanda gaflet uykusundan uyanarak namaz kılmak, zikir ve teşbihle bulunmak, Cenâb-ı Hakk’a kullukta bulunarak dua ve niyaza devam etmek ne güzide bir harekettir. Nasıl, güzide olmasın ki, bu anda yapılan ibâdetlere, istiğfarlara Kur'an lisânı ile büyük bir kıymet veriliyor. Artık bu pek kıymetli bir zamanın feyizlerinden nasip almaya çalışmalı değil miyiz? (Ömer Nasuhi Bilmen)
Seher vaktinde yapılan dua, istiğfar ve ibadetler Cenab-ı Hak katında makbuldür
“Gece seher vaktinde ve namazlardan sonra yapılan dua kabul olur.” (Tirmizi)
Resûlullah (asm) yüce Allah'ın Hz. Yakub'un çocuklarına söylediğini naklettiği: "Sizin için Rabbimden mağfiret dileyeceğim" (Yu¬suf, 12/98) buyruğunu açıklamak üzere şöyle buyurur: "Yakub onların bu mağfiret isteklerini seher vaktine erteledi." (Tirmizî, Deavât 114)
Seher vaktinde duanın kabul edilme ihtimali yüksektir ve hatta duanın kabul edilme vaktidir. (Vehbe Zuhayli, et-Tefsirü’l-Münir)
Seher vakti yapılan istiğfarın, imânın kuvveti ve kulluğun kemâli üzerindeki te'siri şu birkaç bakımdan daha fazladır:
a) Seher vaktinde, daha önce karanlık her şeyi bürümüş iken, sabahın aydınlığı doğar. Sabah aydınlığının doğması ile sanki ölü gibi olan canlılar dirilirler. İşte o zaman, herkesi saran bir cömertlik ve mükemmel bir feyz-i İlâhî vaktidir. Binâenaleyh büyük âlemin sabahının aydınlığının doğuşu ile küçük âlemin sabahının doğması uzak bir ihtimal değildir. Bu doğuş, kalbte Allah'ın celâl nurunun tecellî etmesidir.
b) Seher vakti, uykunun en tatlı olduğu zamandır. Kul, bu lezzetten yüz çevirip de, ubûdiyyete yönelince, tâati en mükemmel bir seviyeye ulaşır. (Fahruddin Er-Râzi, Tefsir-i Kebir Mefâtihu’l-Gayb)
Seher, halvet vaktidir. Zira herkesin uyumakta olduğu bir sırada, sıcak yatağından kalkarak Rabbine dilekçe sunmak, ağlayarak derdini ve problemini O'na aktarmak gibi nafile bir ibadet yoktur. Nitekim; Hz Lokman (as) oğluna şöyle bir öğütte bulunuyor:
"Ey oğul! Seher vaktinde uyanıp öten horoz senden daha erken ve akıllıca davranıp kalkmasın, sen ondan önce davran, sakın o öterken sen mışıl mışıl uyumayasın." (İmam Nesefi, Nesefi Tefsiri)
Seher vaktinde rahmet melekleri hazır beklerler
“Gecenin sonunda uyanamayacağından korkan, gecenin evvelinde vitri eda etsin! Sonra yatsın! Gece sonunda uyanacağını ümit eden, vitri o zaman kılsın! Çünkü gecenin sonundaki kalkmakta rahmet melekleri hazır olur.” (Müslim)
Cenab-ı Hak seher vaktinde dünya semasına rahmetiyle tecelli eder
Resûlullah Efendimiz (asm) bir hadîs-i şerîflerinde şöyle buyurdular: “Allah, her gece dünya semâsına gecenin son üçte biri kaldığında rahmetiyle tecellî eder ve şöyle buyurur: ‘Bir isteyen yok mu ki onun istediğini vereyim? Bir duâ eden yok mu ki ona icâbet edeyim? Bir mağfiret dileyen yok mu ki kendisini bağışlayayım?’ ” (Kurtubî, c. 2/4, 39)
Seher vakti gecenin en faziletli saatlerindendir
Dâvûd (as), Cibril’e (as) sormuş: Ey Cibril, gecenin hangi saatleri daha faziletlidir? Cibril: Bilmiyorum ey Dâvûd, şu kadar var ki Arş, seher vakti sarsılıyor, diye cevap vermiş. (Suyûtî, ed-Durrû-l Mensur, II, 164)
En sadık rüya seher vaktinde görülen rüyadır
Ebu Saîd'den rivayetle: "En sâdık rüya seher vakitlerinde görülen rüyadır." (Tirmizî, Rü'ya 3, (2275)
Bazı mevsimlerde insan tabiatının mutedil olması sebebiyle rüyayı edğas (karışık ve mânasız) kılan psikolojik ve biyolojik amillerin daha az tesirde bulunacağını belirtmişlerdir. Şu halde, günlük olarak da seher vakitlerinin, diğer vakitlere nazaran biyolojik ve psikolojik yönden en mutedil vakit olduğu söylenebilir: Uyku ile dinlenmiş olan sinir sistemi daha sakindir, mide boşalmış, hazım yorgunluğu kalmamış, ruhen fikren meşguliyet ve hassasiyet asgarî seviyeye inmiş vs. Şu halde mizac ve kuvvelerin azamî derecede i'tidale kavuştuğu bir durumda görülecek rüyalar hakikat olma şansına daha çok sahiptir. Bu durumu Resûlullah, "En sadık rüya seherdekidir" diyerek ifâde buyurmuş olmaktadır.
Tîbî merhum, meselenin bir başka yönüne de dikkat çeker: "Zira seher vakti meleklerin inme zamanıdır." (Kütüb-i Sitte)
Sahabe Efendilerimiz, Peygamber Efendimiz’in (asm) tavsiyesiyle seher vaktini dua ve istiğfarla geçirmişlerdir
Enes b. Mâlik der ki: Biz seher vakti yetmiş defa istiğfar getirmekle emrolunduk.
Süfyan es-Sevrî der ki: Bana ulaştığına göre gecenin ilk bölümü oldu mu bir münadî kânitûn (Allah'a dua edip de yalvaranlar)ın kalkması için seslenir. Onlar da bu şekilde kalkarlar ve seher vaktine kadar namaz kılarlar. Seher vakti oldu mu yine bir münadî: Nerde mağfiret isteyenler? diye seslenir. Bunun üzerine onlar da mağfiret isterler. Başkaları da kalkıp namaz kılar ve onlar da bunlara katılırlar. Tanyeri ağardı mı yine bir münadî şöyle seslenir: Haydi gafiller kalksın. Bunlar da kabirlerinden diriltilen ölüler gibi yataklarından kalkarlar.
Enes'ten rivayet edildiğine göre o şöyle demiş: Peygamber’i (asm) şöyle buyururken dinledim: "Şüphesiz yüce Allah buyuruyor ki: Ben yeryüzü halkını azab etmek istiyorum da mescidlerimi imar edenlere, Benim rızam için birbirlerini sevenlere, teheccüd kılanlara, seher vaktinde mağfiret isteyenlere bakınca; onlar sebebiyle yeryüzü halkından azabı defederim." (el-Azîzî, es-Sirâcu'l-Munir, I, 393)
Nâfi' der ki: İbn Ömer bütün geceyi ihya eder sonra ey Nâfi' seher vakti geldi mi? diye sorardı. Ben de kendisine: Hayır derdim. Bu sefer yine namaz kılmaya devam eder sonra aynı soruyu sorardı. Ben kendisine: Evet dediğim vakit oturur, Allah'tan mağfiret dilerdi.
İbrahim b. Hâtıb babasından şöyle dediğini rivayet etmektedir: Seher vakti mescidin bir kenarında bir adamın şöyle dediğini işitirdim: Ya Rabbi, Sen bana emrettin, ben de Sana itaat ediyorum. İşte bu bir seher vaktidir, bana mağfiret buyur. Kim olduğuna baktım, onun İbn Mes'ud olduğunu gördüm. (İmam Kurtubi, el-Camiu li-Ahkami’l-Kur’an)
Yorumlar
Yorum Gönder