Kayıtlar

Aralık, 2013 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

Allahın Arşının Gölgesinde Olacaklar­

Üç kişi kıyamet günü, Allahın Arşının gölgesinde olacaklar­dır. (Birincisi:) Kocası ölen, kendisine bir çok küçük yetim bırakan, nasibi çıktığı halde: "(Ben evlenmemi) Allah, bu yetimleri, zengin edinceye (yani büyüyüp bana ihtiyaçları kalmayıncaya) ve Ölesiye kadar (yetimler veya kendisi ölesiye kadar) ben oturacağım diyen kadın. (İkincisi:) Malı olan bir adamdır. Bu adam, bir yemek yaptı. Yemeğini çok temiz ve güzel yaptı. En güzel şeyleri harcayarak yemek pişirdi. O yemeğe yetim ve miskinleri çağırdı. (Üçüncüsü:) Sıla-ı rahm yapan kişidir. Sıla-ı rahm yâni yakın akrabaları ziyaret etmek, rızkında genişlik yapar, ömrünü uzatır ve Allah'ın Arşfnın gölgesinde olur. Kaynak: Ruhul Beyan

Her Bir Durum İçin Dua-Ali Vefa Hazretlerinin Duası

Allah im her bir durum için su tesbih ve zikirlerle sana yalvarıyorum, Senden yardım istiyorum ve Sana sığınıyorum Dünya ve ahirette karşılaşacağım her bir korku için ' Lailaheillallah' ı ,  Her keder ve üzüntü için ' Maşaallah'ı , Her bir nimet için ' Elhamdulillah'ı ,  Hayret verici her şey için 'Subhanallah'ı,   Her bir günah için 'Estağfirullah'ı,   Her darlık için 'Hasbiyallah'ı,   Her musibet için 'İnna lillahi ve inna ileyhi raciun'u, Her bir kaza ve kader için 'Tevekkeltu Alallah'ı   Her bir itaat ve isyan hareketi için 'La havle vela guvvete illa billahil aliyyul aziim'i, hazırladım.  Ey Rabbim! Bize olan nimetlerini arttır da eksiltme,  Bize ikramlarını bol bol yağdır, bizi hor hakir bırakma  Bize her turlu hayırlar ihsan eyle, bizi mahrum bırakma İnsanlar arasında bizi seç, başkalarını bize tercih etme Bizden razı ol, bizi ve yaptıklarımızı kabul et ey Kerem sahibi, rahmetin

Allahım! Neden bana cevap vermiyorsun

Bir gün, bir adam ellerini açıp yalvardı: “Allahım! Benimle konuş!” Tam o sırada bir çayırkuşu adamın bahçesinde en son şarkısını söylüyordu. Ama adam çayırkuşuna kulak vermedi, ve devam etti yakarmaya: “Allahım! Benimle konuş!” Az sonra hava kapandı, gökgürültüsü ve şimşekle birlikte kuvvetli bir yağmur başladı. Fakat adam dinlemedi, yakarmaya devam etti: “Allahım! Seni görmeme izin ver!” O böyle yalvarırken, sağanak yağmur sona ermiş ve güneş bütün ihtişamıyla ışıklarını adamın evine kadar taşımaya başlamıştı. Fakat adam bu manzaraya aldırmadı bile. Her gün gördüğü birşey değil miydi bu? Yalvarmaya devam etti adam: “Bana bir mucize göster Allahım!” O böyle yalvarırken, yakınlardaki evlerden birinden yeni doğmuş bir çocuğun ağlayışları geliyordu kulağına. Ama adam bunu da farketmedi. Üzüntüden ağladı adam: “Allahım! Cevap ver bana! Burada olduğunu bilmemi sağla.” O ara, bir kelebek adamın koluna kondu, ama adam öbür eliyle kelebeği

Musibet, Bela , Imtihan ve Dua: Hz. Eyüp

Kur’an’da dört yerde Hz. Eyüp’ten bahsediliyor ve onun sabrı müminlere örnek olarak gösteriliyor. Allah’tan vahiy alan seçilmiş bir kul olan Hz. Eyüp (Nisa Sûresi, 163), ciddi bir hastalığa yakalanarak sıkıntı çekiyor. Ancak içinde bulunduğu her türlü ağır şartta daima sabrı ve Allah’a olan güveni ile öne çıkıyor. Allah onun bu vasfını tüm müminlere örnek olarak gösteriyor: “...Gerçekten biz Eyyub’u sabırlı (bir kul) bulmuştuk. O, ne iyi kuldu! Daima Allah’a yönelirdi.” (Sâd, 38/44) Hz. Eyüp yakalandığı hastalığın yanı sıra bir de şeytanın olumsuz telkini ile karşı karşıya kalıyor. Ancak O, bu sıkıntısını samimi olarak Allah’a açmış ve O’ndan yardım dileyerek dua ediyor: “(Resûlüm!) Kulumuz Eyyub’u da an. O, Rabb’ine: Doğrusu şeytan bana bir yorgunluk ve eziyet verdi, diye seslenmişti.” (Sâd, 38/41) Bir başka ayette, Hz. Eyüp’ün içli duasından şöyle söz ediliyor: “Eyyub’u da (an). Hani Rabb’ine: «Başıma bu dert geldi. Sen, merhametlilerin en merhametlisisin» diye n

Dualara İcabet Delili

Hiç mümkün müdür ki, en küçük bir haceti, en küçük bir mahlukundan görüp kemal-i şefkatle ummadığı yerden ihtiyacını karşılayan; en gizli bir sesi, en gizli bir mahlukundan işitip imdat eden; hâl ve dil lisanlarıyla yapılan dualara icabet eden ve nihayetsiz bir şefkatin ve merhametin sahibi olan bir zat; en büyük bir kulundan, en sevgili bir mahlukundan, en büyük hacetini görüp bilmesin, isteğini yerine getirmesin ve en yüksek duayı işitip kabul etmesin? Hâşâ ve kella! Bu delili yine iki başlıkta inceleyeceğiz:  1. Basamak: Dualara İcabet Eden ‘MUCİB’ Kimdir?  Dua iki kısma ayrılır. Birincisi, bizlerin bildiği, dil ile yapılan duadır ki buna “lisan-ı kâl” denilir. İkincisi ise, hâl lisanı ile yapılan duadır ki buna da “lisan-ı hâl” denilir. Hâl dili ile yapılan dualar da üçe ayrılır:  1- İhtiyaç lisanı ile yapılan dualar: Mesela bir çiftçinin toprağı kazması, ihtiyaç lisanı ile yapılan bir duadır. Çifti o hâli ile ihtiyacını Allah’a arz eder. Yine bir kuşun kanat için, bir balı

Allahın Sevdiği

Gece gündüz ibâdet yapan çok mübârek bir zatın birgün dişi ağrır. Izdıraptan ibâdet yapamaz hâle gelince, doktora gidip der ki: - Doktor bey! Ne olur, şu ağrımı dindir! - Diş ağrını gideririm, ancak sen bana ne vereceksin? - Kaç para istersen veririm. - Senden para istemiyorum, sen salih bir zatsın. Yaptığın bütün ibâdetlerin sevabını olduğu gibi bana ver, ben de senin ağrını dindireyim. Mübârek zat, gece gündüz namaz kılmış, ibâdet yapmış, bir diş ağrısına hepsini feda edecek. Verse bir türlü, vermese bir türlü... Vermese, ibâdet yapacak hâli yok. Kendi kendine; "Ya Rabbi, ben bu sevapları vereyim, sana tekrar ibâdet yapmaya başlarım. Sen çok merhametli ve çok cömertsin. Ben verdim desem de sen zaten benden almazsın, ona da verirsin." diye düşünür. Sonra; "Tamam, verdim." der. Doktor da ağrısını giderir. Tam giderken, doktor der ki: - Dur bakalım nereye? Sen bir diş ağrısına bütün ömrünün ibâdetlerini verdin, daha otuz bir dişin var, gözler

Besmele'nin Önemi ve Faziletleri

Hiç şüphesiz,Cebrail (a.s)’ın peygamber Efendimiz(s.a.v)’e bidirdiği şekliyle, Kuran-ı Kerimin diziliş sırasındaki ilk suresi Fatihadır ve Fatihanın da ilk ayeti bir çok alimlere göre Besmele-i şerifedir.Bu yüzden hem harf sayısı hemde satır sayısının Kuran-ı kerimle ilgisi büyüktür.  Besmele-i şerifenin bazı faziletleri Her gün 786 defa Besmeleyi 7 gün okuyan kimse istediğini elde eder.  Yatmadan önce 21 defa okuyan şeytan,cin,hırsız,ani ölüm ve diğer bir çok beladan korunur.  Zalim üzerine 51 defa okunup yüzüne üflenirse şerrinden korunur.  Yine 51 defa olmayan bir iş için okunursa muvaffak olunur. Okuma şekli;Besmele-i şerif tamamiyle olarak okunur. yani“Bismillahirrahmanirrahim” denir. 50 tanesi işi bitirecek kişinin yanına gelmeden okunur,veya müsait olunursa kapıda okunur.Son besmele hiç dünya kelamı konuşmadan,kişinin yanına girerken,yada içeride hissettirmeden yüzüne doğru hafifce üflenir. Güneş doğarken güneşe karşı 300 defa okuyan ve arkasından Peygamberimize sal

Kuranda Adalet-Adil Olmak İle İlgili Ayetler

2:282 - Ey iman edenler! Belli bir vade ile karşılıklı borç alış verişinde bulunduğunuz vakit onu yazın. Hem aranızda doğruluğuyla tanınmış yazı bilen biri yazsın. Yazı bilen biri, Allah'ın, kendisine öğrettiği gibi yazmaktan kaçınmasın da yazsın. Bir de hak kendi üzerinde olan adam söyleyip yazdırsın ve herbiri yazarken Rabbi olan Allah'dan korksun da haktan birşey eksiltmesin. Şayet borçlu bir bunak veya küçük bir çocuk veya söyleyip yazdıramıyacak durumda biri ise velisi doğrusunu söyleyip yazdırsın. Erkeklerinizden hazırda olan iki kişiyi şahit de yapın. Şayet iki tane erkek hazırda yoksa, o zaman doğruluğuna güvendiğiniz şahitlerden bir erkekle iki kadın ki, birisi unutunca, öbürü hatırlatsın, şahitler de çağırıldıklarında kaçınmasınlar; siz yazanlar da az olmuş, çok olmuş, onu vadesine kadar yazmaktan usanmayın. Bu, Allah katında adalete daha uygun olduğu gibi; hem şahitlik için daha sağlam, hem şüpheye düşmemeniz için daha elverişlidir. Meğer ki, aranızda hemen devrede

Nazar Haktır

Nazar, göz değmesi haktır. Resûlullah (s.a.v.): “Kaderi geçecek bir şey olsaydı onu, nazar geçerdi. Çünkü nazar insanı kabre, deveyi tencereye sokar.” buyurdu. Bir kimse bir şey gördüğünde beğenir ve ona nazarı değmesinden korkarsa sünnet olan: “Mâşâallahü lâ havle velâ kuvvete illâ billâh” demesi ve hayır ve bereket temenni ederek: “Bârekallâhü fîke ve aleyke” demesidir. (Şir’atü’l-İslam, Fazilet Neşriyat)

Şeytanın En Tehlikeli Tuzağı

Şeytanın ustaca kurduğu oyunlardan birisi ve en önemlisi sudur: İnsana kusurunu itiraf ettirmez. Avukat gibi savunmaya zorlar bizi. Mesela derki: Senin hiçbir sucun ve kusurun yok. Senin yaptığını herkes yapıyor. Ne var bunda? Seni kimse anlamıyor. Hep sen haklısın. Onlar yok mu onlar? Zaten her şey onların yüzünden oluyor. Daha bunlar gibi şeytan neler uydurur neler.  İşte şeytana kulak veren, onu dinleyen insan hiçbir şekilde eksiğini, kusurunu ve hatasını görmek istemez. Görse de, itiraf etse de, kabullense de, bin dereden su getirir, kendini hâkli çıkarmak için olmadık açıklamalar yapar.  Çünkü bu esnada nefsine iyi gözle bakmaktadır. ne yapsa hoş görmektedir. Bir de o hata ve günahları islemeyi bir alışkanlık haline getirmişse, geri dönmeye de yanaşmaz.  Bu tehlikelerden uzak durmanın üç önemli yolu vardır: Birincisi ve en ba ş ta olarak tövbe istiğfar eder.  İkincisi: Allah tan af diler ve bağışlanmasını ister. Yaptıklarına pişman olur. Bir daha aynı hataya düşmem

Allahı Zikir: Davut (as) ve Kurbağa

Bir defasında, Davud Aleyhisselam: “Bu gece Allahü Teala hazretlerini öyle tesbih edeceğim ki, mahlukatından hiçbir kimse; onu bu şekilde tesbih etmeyecek etmemiştir!” dedi. Bunun üzerine evinin (bahçesindeki) suyun içinde olan bir kurbağa kendisine Davut (as). ma seslendi: “Ey Davud! Sen Allahü Teala hazretlerini çok tesbih etmekle övünüyor musun?  Tam yetmiş senedir; Allahü Teala hazretlerini zikrediyorum. Allah’ın zikrinden dilim kurumadı. Ve bu on gecedir de şu iki kelimeyle meşgul olmaktan hiçbir şey yemedim ve içmedim.”  Davud Aleyhisselam: “O iki kelime nedir?” diye sordu.  Kurbağa: Şunlardır dedi: “ Ey her bir lisan ile tesbih olunan! Ve her bir mekanda zikir olunan (Rabbim seni noksan sıfatlardan tesbih ve tenzih ederim) …”  Bunun üzerine Davud Aleyhisselam kendi içinde; “Ben bundan daha beliğ bir söz söyleyemem! Dedi.Küçükken duyardık en çok Allah'ı zikreden kurbağadır diye. Pek inandırıcı gelmezdi o zaman için. Hatta bahçede öğle aralarında devamlı öterlerdi (Al

Mutluluk

Bir Kızılderili masalında denir ki; Kainatın yaratılışı tamamlanmış, sıra insanı yaratmaya gelmiştir... Yaratıcı insanı yaratmadan önce, bütün varlıklara seslendi: -”İnsanlar; mutluluğun sırrını ancak ona hazır olduklarında öğrensinler istiyorum... Sizce bu sırrı nereye saklayayım?..” Kartal söz aldı... -”Bana ver Rabbim, onu Ay’a götüreyim...” Yaratıcı; -”Hayır” dedi, “Bir gün gelir oraya da giderler ve onu kolayca bulabilirler...” Yunus balığı; -”Onu Okyanus’un derinliklerine gömeyim Rabbim...” diye teklif etti... Yaratıcı; -”Orada da onu rahatlıkla bulabilirler...” dedi... Aslan ormanın derinliklerini önerdi... Koyunlar ıssız meraları... Yara tıcı  hiçbirisinin önerisini kabul etmiyordu...  En sonunda köstebeğin önerisi geldi; -”Allah’ım bu sırrı insanların içine koy... Mutluluk onların içinde saklı olsun... Hazır olan kendi içinde mutluluğu bulabilsin...” dedi... Mutluluğun sırrı insanın içinde bulunur... Onu dışarda arayanlar önünde sonunda; he

Kalpleri Birbirine Isındıran Ancak Allah’tır

Kıssa Kadın; -Çok iyisiniz hoşsunuz fakat beğenmedim ben sizi..  Erkek; -Kur’an’ı Kerim okur musunuz ?  Kadın; -Tabi ki.  Erkek; -Peki okuduğunuz her AYET’e Amenna ve Saddakna diyor musunuz ?  Kadın;-Elbette.  Erkek -O vakit neden cevabınız NEFS kokuyor?  Kadın; -Ne demek istiyorsunuz ?  Erkek -”Ben beğenmedim” diyorsunuz. - Oysa ki Enfal Suresi 63. Ayet’te buyruluyor ki ; -” Kalpleri birbirine ısındıran ancak Allah’tır.”  Kadın; -Evet yani ?  Erkek; -Yanisi şu ;Nefsinize pay biçmeyin, sizlik bir durum yok,  -RAHMAN kalplerimizi birbirine ısındırmadı, hepsi bu

Secde Ayetleri ile İltica Etmek

Nafile namazların yanında, yine çok mühim bir iltica şekli olan secde ayetleri ile iltica ehli maneviyat'ın daima yöneldiği bir amel olmalıdır. Bu ameli evliyaullah sürekli yaparlar ve bir çok müşkilatlarını da bu vesileyle hallederlerdi.  İmam Nesefi, el-Kâfi isimli eserinde şöyle buyurur: “Kim bütün secde ayetlerini tek bir mecliste okur da her biri için ayrı ayrı secde ederse; Allah’ü Teâlâ onu meşğul eden ve elem veren her şey (belâ ve musibet) de, ona kâfi gelir. Nasıl ay 14 ünde güneşle karşı karşıya gelirde ziyasını tam olarak alırsa, secde ayetlerinde de Kamil Müminler Rablerinden feyizlerini tam olarak alırlar. Daha çok gece namazları için kalkıldığında ilave olarak bu ilticaları yapmak çok faziletlidir.  Herhangi bir müşkilat, arzu ya da istek durumunda niyet alınarak önce Kur'an-ı Kerimdeki 14 secde ayeti başlarında besmele çekilerek okunur.  Daha sonra secdeler yapılır.  Secde de: اَعُوذُ بِرِضَاكَ مِنْ سَخَطِكَ وَاَعُوذُ بِمُعَافَاتِكَ مِنْ عُقُوبَ

Kabir Karanlığını Aydınlatan Bir Nur: Teheccüd Namazı

Abdullah bin Ömer (r.a.) gençlik yıllarında geceyi mescitte geçirir ve orada uyurdu. Bir gece rüyasında iki melek onu yakalayarak Cehenneme götürdüler.  Cehennem kuyu duvarı gibi taşla örülmüş olarak görünüyordu. İki boynuz gibi iki yanı vardı. Burada kendilerini yakından tanıdığı kimseleri de görmüştü. O anda: — Cehennemden Allah’a sığınırım, demeye başladı. O sırada yanına başka bir melek gelerek ona: — Korkma, sen buraya atılmayacaksın. Senin için tasa ve endişe yoktur, dedi.  Abdullah bu rüyasını Resulüllahın (s.a.v.) hanımı olan ablası Hz. Hafsa’ya (r.a.) anlattı. Hafsa Validemiz de Resulüllaha (s.a.v.) aktarınca Efendimiz şöyle buyurdu: — Abdullah ne iyi adamdır. Keşke gecenin bir kısmında kalkıp da ibadet etmeyi âdet edinseydi. Peygamber Efendimizin (s.a.v.) burada kast ettiği ibadet teheccüd namazıydı.  Abdullah b. Ömer bunu öğrenince gecenin pek azında uyuyup kalan zamanını ibadetle geçirmeye başlamıştı. Ömrünün büyük bir kısmı mescitte, namazda ve secdede geçen İki Cih

Mahlukata Iyilik

Abdülvehhab-ı Şa'ranî "rahmetullahi aleyh" Hazretleri anlatıyor: Hanımım Fatıma'nın bir gün vücuduna felç inerek ölecek duruma gelmiş, bütün duygularını kaybetmişti. Evdekilerle kayınvalidem, ondaki ölüm belirtilerini görünce bağırıp çağırmaya başlamışlardı. Onun hali beni de büyük bir ızdırap içinde bırakmıştı. Bu halde iken bir sesin şöyle dediğini duydum:"Evdeki boş odaya gir. Duvar yarıklarından birinde bulacağın bir sinek var. Bir böcek onu sürükleyip yemek istiyor, sinek de bağırıp durmaktadır. Hemen onu kurtar, biz de seni ve hanımını kurtarırız. Mahlukata iyilik ve ihsan, insanı sıkıntıdan kurtarır."  Derhal oraya girdim. Duvar yarığına kulak verdim. Gerçekten sineğin feryat seslerini duydum. Yarığın parmak girmeyecek kadar dar olduğunu gördüm. İnce bir dalı içeri sokarak sineği dışarı çıkardım ve onu yemek isteyen böcekten kurtardım. Hemen peşinden hanımım iyileşerek kendine geldi. Annesi de sevinç çığlıkları attı. 

Ahdinizden Dönmeyin

Bir gün bir müslüman bir kâfirle savaşa tutuşmuşlar. Fakat dakikalar, saatler geçmiş, hiç kimse birbirini yenememiş. En sonunda müslüman, bir dakika kardeşim, benim namaz vaktim geçecek. Bırak şu silahı, ben de bırakayım. Sen biraz dinlen, ben namaz kılayım, demiş. O da hay hay, söz, demiş. Gitmiş abdest almış, namaz kılıp gelmiş. Gene cenge başlamışlar, derken bu sefer kâfir, bir dakika. Ben de putuma tapacağım. Sen git dinlen, ben kendi ibadetimi yapayım, demiş. O da, doğru, ne yapacaksan yap, demiş.  Kâfir cebinden putunu çıkarmış, tapmaya, dua etmeye başlamış. Tam o sırada müslümanın kalbinden, bu hazır kendi putuna taparken, çek bıçağı, bitir şu adamın işini, diye geçmiş. Düşünürken, ayağa kalkarken, hemen bir ayet-i kerime kulağına çarpmış. Allahü teala mealen buyuruyor ki; Ahdinden dönenler için bir ikaz var. Nasıl sen ahdini bozarsın? O bile bozmadıktan sonra sen nasıl bozarsın, gibi. Eyvah, şimdi yandım, demiş.  Neyse, kâfir putunu bıraktıktan sonra gelmiş bakmış ki, mü

Nalıncı Baba Hazretleri

Adsız şansız bir Allah dostu Murat Han (III. Murat) o gün bir hoştur. Telaşeli görünür. Sanki bir şeyler söylemek ister, sonra vazgeçer. Neşeli deseniz değil, üzüntülü deseniz hiç değil. Veziriazam Siyavuş Paşa sorar: - Hayrola efendim canınızı sıkan bir şey mi var? - Akşam garip bir rüya gördüm. - Hayırdır inşaallah. - Hayır mı, şer mi öğreneceğiz. - Nasıl yani? - Hazırlan dışarı çıkıyoruz. Ve iki molla kılığında çıkarlar yola. Görünen o ki padişah hâlâ gördüğü rüyanın tesirindedir ve gideceği yeri iyi bilir. Seri ve kararlı adımlarla Beyazıd'a çıkar, döner Vefa'ya. Zeyrek'ten aşağılara sallanır. Unkapanı civarlarında soluklanır. Etrafına daha bir dikkatli bakınır. İşte tam o sıra, orta yerde yatan bir ceset gözlerine batar. Sorarlar 'Kimdir bu?' Ahali 'Aman hocam hiç bulaşma' derler, 'ayyaşın meyhur'un biri işte!  Nerden biliyorsunuz? - Müsaade ette bilelim yani. Kırk yıllık komşumuz. Bir başkası tafsilata girer. -'Bili

Hıfz Ayetleri-Korunma Ayetleri

Kur-anı kerimde geçen, hıfz ayetlerinin her türlü musibete karşı, nurdan bir muhafazadır. akşam ezanından ve sabah namazından sonra, okumakta çok fayda vardır.  Bakara=238 Bismillahirrahmanirrahim. Hafizu ales salavati vas salatil vusta ve gumu lillahi ganitın.  Ayetel kursi:  Bismillahirrahmanirrahim.Allahu la ilahe illa huve el hayyul kayyumu la ta'huzuhu sinetun vela nevmun lehu ma fis semavati ve ma fil ardı men zellezı yeşfeu ındehu illa bi iznihi ya'lemü ma beyne eydıhim ve ma halfehum ve la yuhıtune bi şey'in min ılmihı illa bi ma şa'a vesia kursiyyuhus semavati vel arda ve la ye uduhu hıfzuhuma ve huvel alıyyul azıym.  Nisa =34 Bismillahirrahmanirrahim.Er ricalü gavvamune alen nisai bi ma faddalellahü ba'dahüm ala ba'dın ve bi ma enfegu min emvalihim fas salihatü ganitatün hafizatun lil ğaybi bi ma hafızallahu vallatı tehafune nuşuzehunne fe ızuhünne vahcuruhunne fil medaciı vadribuhunne fe in eta'naküm fe la tebğu aleyhinne sebıla inn